Tekirdağ’da deprem önlemi müzelerde de başladı: Tarihi eserlere özel koruma
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce, Trakya’nın eski medeniyetlerini ortaya koyan, geçmişten geleceğe ışık tutan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ndeki tarihi eserlerin depremlere karşı korunması için 2020 yılında başlatılan çalışma tamamlandı.
Çalışmalar kapsamında arkeolojik eserler, müze mumuyla ekipler tarafından sabitlendi. Eserlerin yapısına zarar vermeden tamamlanan sabitleme çalışmasıyla, müzedeki tarihi ve kültürel mirasın gelecek kuşaklara sağlam bir şekilde aktarılması sağlanacak.
“MÜZEDE YAKLAŞIK 4 BİN ESER SERGİLENİYOR”
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, müzede Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kullanılan metal kaplar, seramikler, hamam takımları, el işlemeleri, gümüş takılar ve silahlar gibi birçok eserin sergilendiğini söyledi.
Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesinin çok donanımlı bir müze olduğunu anlatan Hacıoğlu, şöyle devam etti:
“Müzede yaklaşık 4 bin eser sergileniyor. Depolarda da yaklaşık 20 bin eser bulunuyor. Müzede özellikle Traklara ait önemli eserler bulunuyor. Trakya ismini Traklardan alıyor. Trak medeniyetinin izlerinin en fazla görüleceği yer burasıdır. Osmanlı dönemine ait daha çok etnografik eserler, sikkeler var. Roma, Bizans ve Traklar döneminin çok önemli eserleri müzede ziyaretçileri karşılıyor.”
Hacıoğlu, gelen turistlerin müzede geçmişe gittiğini ve ayrılmak istemediğini dile getirdi. Tekirdağ’ın deprem kuşağında olduğunu anımsatan Hacıoğlu, tarihi yapılar ve eserlerin olası depremlere karşı korunmasının önemli olduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu yüzden 2020 yılında müzede başlattığımız bir çalışmamız vardı ve çalışmamızı bitirdik. Müze mumu denen malzemeyle müzedeki arkeolojik eserler sabitlendi. Sabitlemede kullanılan malzeme arkeolojik eserin yapısına, mineraline hiçbir şekilde zarar vermiyor. Bir sarsıntı halinde paha biçilmez eserlerin devrilmesini, kırılmasını engelliyor. Müzedeki bütün arkeolojik eserler bu mumla sabitlenmiş durumda. Depremlerden zarara görmesi engellenerek, eserlerin gelecek kuşaklara sağlam şekilde aktarılması sağlandı.”
