İSTANBUL – İlk olarak 1999 depremiyle ortaya çıkan Dayanışma Gönüllüleri İnisiyatifi, en son 6 Şubat 2023 depremlerinde 11 kentte dayanışma faaliyetleri yürüttü. Gönüllüler, geçtiğimiz günlerde dernekleşme kararı aldı ve İstanbul Makine Mühendisleri Odası’nda seçim organize etti. Derneğin başkanı ise kamuoyunun da yakından tanıdığı oyuncu Cengiz Bozkurt oldu. Bozkurt, 1999’dan bu yana afet bölgelerinde gönüllü olarak çalışan sanatçılar arasında önde yer alan isimlerden biri. Bozkurt ile dayanışma faaliyetlerinde neler yaptıklarını ve kurumsallaşma adımıyla ne hedeflediklerini konuştuk.
‘İÇİNDE OLDUĞUM SİYASİ GELENEĞİN REFLEKSİ’
Bozkurt, sanatçı kimliğiyle böylesi bir ‘yolculuğa’ başlamasını, içinden geldiği geleneğe bağladı. Bozkurt, çalışma ve mücadele etme anlayışının tamamıyla bunun üzerine kurulu olduğunu belirterek şunları söyledi: “Pratiğin içinde sorunun taraflarını da sürece dahil edip onlarla beraber yol yürümek. 1977’de temelleri atılmış bir siyası yapının 13-14 yaşlarından beri içindeyim. Ortak refleks gösteriş tarzımız bu.”
DAYANIŞMA GÖNÜLLÜLERİ NE YAPTI?
6 Şubat depreminin ikinci gününden itibaren bölgeye gittiklerini anlatan Bozkurt, Türkiye’nin her tarafından hiçbir şey söylemeden ortak refleksle hareket ettiklerini sözlerine ekleyerek şunları kaydetti: “Çoğu arkadaşımız bölgede buluşup konumlandılar. İlk olarak arama kurtarma çalışmalarına yardımcı olduk. Akabinde çadır kurulumu, sıcak yemek, erzak, giysi ve su dağıtımını organize ettik. Çay ocakları kurduk, günde üç öğün yemek çıkartılmasını koordine ettik. İlerleyen günlerde duşa kabinler ve onlarca çamaşır makinesinin olduğu çamaşırhaneleri inşa ettik. Konteyner kentleri kurduk. Depremden etkilenmiş çocukların eğitimleri aksamasın diye derslikler oluşturduk, uzman eğitimcilerle çocukları, gençleri buluşturduk. Bölgeden çıkmadık, ilk planda Kahramanmaraş Pazarcık, Malatya, Hatay içinde faaliyet yürütürken sonrasında Hatay’da Defne ve İskenderun’da yoğunlaştık ve Dayanışma Gönüllüleri merkezlerimizi kurduk.”
‘KENDİMİZİ GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Uzman psikolog, psikiyatr, sosyal hizmet çalışanlarıyla da psikolojik destek sunmaya çalıştıklarından söz eden Bozkurt, sağlık taramalarına da yardımcı olduklarını kaydetti:
“Avukat gönüllülerimizden oluşan hukuk birimimizle depremden etkilenmiş vatandaşlarımızın hukuki hakları konusunda doğru başvurular yapmalarını sağlamak ve onları bilgilendirmek için konteyner kentlerde, çadır kentlerde, köylerde kendi merkezlerimizde toplantılar yaptık, broşürler bastık dağıttık. Mimar, mühendis arkadaşlarımız riskli alanların tespiti, kamulaştırma, binaların deprem güvenliği konusunda bilgilendirme toplantıları yaptılar. Tarım, ziraat birimimiz yem, gübre, tohum, fide dayanışması göstererek kahvehane toplantıları düzenlediler. Özgürlüğe Pedal grubuyla beraber bisiklet kampanyaları düzenledik. Bölgede iki ayrı kampanyayla yüzlerce bisiklet dağıttık. Dayanışma Kooperatifleri kurduk, bölge insanlarının ürettikleri doğal ürünlerin, salça, mantı gibi yöresel ürünlerin hem ev ekonomisine katkı sunmasını sağladık, hem de tüketicilere ulaşmasını sağladık. 9 su arıtma tesisi kurduk Hatay İskenderun, Antakya, Samandağ, Defne bölgesinde 2 okul, 1 cami, 1 ziyaret, 2 mahalle, 1 konteyner kent, 1 yaşam alanında, halka açık alanlarda bahçelerde her biri 10 ton temiz, nitelikli suyun ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağladık. Ankara’da ki arkadaşlarımızdan bir grup AFAD’dan akreditasyon aldılar. Bu alanda da kendimizi geliştirmeye çalışacağız.”
‘ŞOVA KAÇMADAN SESSİZCE ÇÖZMEYE ÇALIŞTIK’
Sanatçı kimliğiyle çalışmaların içinde yer almasına ilişkin ise Bozkurt, yine içinden geldiği siyasi geleneği işaret etti: “İçinden geldiğim geleneğin bize verdiği terbiye ve çalışma tarzı. Somut sorunlara somut cevabı taraflarla beraber gösterişe, şova kaçmadan sessizce çözmek. Doğrudur pek bizi duyan olmadı sosyal medya ve dijital dünyada. Pek yer almadığımız için ama derdimiz oralarda üçüncü şahıslardan alınan etkileşimin bizim için bir önemi yoktu. Biz etkileşimi sorunun muhataplarından aldık, geceleri ateşin başında ısınıp birisinin ‘bu da gelir bu da geçeri’ söylerken birlikte akıttığımız gözyaşlarıyla aldık. O bize yetti, şunu unutmayın ki orda geride kalan insanların yalnızca yalnız olmadıklarını hissetmeye ihtiyacı vardı, saçma sapan hikayeler ve sosyal medya paylaşımlarına değil. O sebeple hala bölgeden çıkmadık ve çıkmayı da düşünmüyoruz.”
‘OLASI İSTANBUL DEPREMİNE DAHA NİTELİKLİ MOBİLİZE OLABİLECEĞİMİZİ ÖNGÖRÜYORUZ’
Dernek olarak yollarına nasıl devam edeceklerine ilişkin de Bozkurt, bundan sonra daha sistemli ve programlı olacaklarını söyledi. Kurumsal ilerlemek istediklerini anlatan Bozkurt, “Olası İstanbul depremine çok daha nitelikli bir hazırlık yapabileceğimizi, yurdumuzun her hangi yerinde bir afette yüzlerce gönüllümüzü bölgelere mobilize edebileceğimizi öngörüyoruz. 6 Şubat’tan bu yana 1500’e yakın arkadaşımızı rotasyonla bölgede çalıştırdık. Bunun kat be kat fazlasını bir araya getirecek gücümüz var, daha sistematik ve daha koordine halde hazır olabilirsek, Dayanışma Gönüllüleri Derneği’miz bize bu imkanı sunacaktır” dedi.