Thomas Edison’ın 1879’da hayatımıza dahil ettiği ampul için Edison icadı olup olmadığı hakkında bazı yorumlar var ancak konumuz şu anda bambaşka. Eğer ampulün icat sürecini merak ediyorsanız en sondaki ilgili içeriklerimizde detaylarını bulabilirsiniz.
Gelelim konumuza, ampulün icadıyla gelen yapay ışık, nasıl oluyor da kardiyovasküler hastalıkları ve kanseri arttırdı?
Ampulün icadından önce, insanlar doğal güneş ışığına göre günlük rutinlerini ayarlıyorlardı.
Gün ışığı kaybolduğunda, melatonin üretimi artıyor ve bu da vücudun uykuya dalmasına yardımcı oluyordu. Ampulün icadı ile yapay ışık, insanların gece geç saatlere kadar uyanık kalmasına neden oldu.
Yapay ışık, melatonin üretimini baskılar ve bu da uyku düzenlerini bozar. Uyku bozuklukları ise kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörü. Araştırmalar, yetersiz ve düzensiz uyku ile hipertansiyon, kalp krizi ve inme riskinin arttığını gösteriyor.
Ampulün icadı ile gece çalışmaları yaygınlaştı.
Gece vardiyalarında çalışanlar, günün doğal biyolojik ritminden uzaklaşarak sürekli olarak yapay ışığa maruz kalıyor. Bu durum, sirkadiyen ritmi bozuyor ve vücutta stres hormonu kortizolün seviyelerini artırıyor.
Yüksek kortizol seviyeleri, uzun vadede kalp-damar sağlığını olumsuz etkiliyor. Birçok çalışma, gece vardiyasında çalışanların, gün içinde çalışanlara göre daha yüksek kardiyovasküler hastalık riskine sahip olduğuna işaret ediyor.
Ayrıca yapılan bazı çalışmalar ise kanser üzerine. Dönüşümlü gece vardiyasında çalışan kadınlar inceleniyor ve bu kadınlarda meme kanseri riskinin daha yüksek olduğu tespit ediliyor.
Ampulün icadı aynı zamanda teknolojik gelişmelerin de önünü açtı.
Televizyonlar, bilgisayarlar ve mobil cihazlar, yaşam tarzımızı büyük ölçüde değiştirdi. İnsanlar daha az fiziksel aktivite yaparak, daha uzun süre oturarak vakit geçirmeye başladı. Sedanter yaşam tarzı, obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörü. Yapılan araştırmalar, uzun süre hareketsiz kalmanın da kalp hastalığı riskini artırdığını ortaya koyuyor.
Yapay ışığa maruz kalma, kan basıncını da doğrudan etkiliyor.
Özellikle gece saatlerinde yüksek seviyede yapay ışık altında bulunmak, sempatik sinir sistemini uyararak kan basıncının yükselmesine neden olabiliyor. Kronik yüksek tansiyon ise kalp krizi ve felç gibi ciddi kardiyovasküler problemlere yol açıyor. Modern yaşamın getirdiği bu sürekli yapay ışık maruziyeti, yüksek tansiyon prevalansının artmasında önemli bir rolde.
Baktığımızda ampulün icadı, şüphesiz ki insanlık tarihinde önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor. Ancak yapay ışığın yaygınlaşmasıyla birlikte kardiyovasküler hastalıkların artması arasındaki ilişki, modern yaşamın karanlık yüzünü de gözler önüne seriyor.
Bu içeriklerimize de göz atmak isteyebilirsiniz: